Siyasi hayatta uzun süre yaşamış olan herkes, sınırların çok sık ve çok kolay bir şekilde aşılabileceğini bilir. Ve bu her zaman oyunun yazılı olmayan kurallarının bir parçası olarak kabul edilmiştir. Ancak bu oyunda bile aşılmaması gereken sınırlar vardır. Asla ve hiçbir durumda.
Bir siyasetçi olarak pek çok şeyi kabul edebilirim ve bunların üstesinden gelebileceğimi kanıtladım, söylenen sert sözlere ve muhalefete rağmen diyaloğu ve dengeyi bulabilirim.
Kabul etmeyeceğim, izin vermeyeceğim ve görmezden gelmeyeceğim tek bir şey var: nedeni, hırsı, kişisel ya da grupsal bencilliği ne olursa olsun hiç kimsenin HÖH’ün Onursal Başkanı Dr. Ahmed Doğan ile beni karşı karşıya getirmeye hakkı yoktur.
Açıkça belirteyim - Doğan-Peevski arasında bir karşıtlık yoktur ve olamaz! Doğan-Peevski çatışması yoktur ve olamaz! Doğan-Peevski konusu yoktur ve olamaz!
Doğan, ne olursa olsun en zor anlarda her zaman yanında olduğum liderdir! Ona ihanet ettiklerinde, işler zorlaştığında, herkes saklandığında, ben yine onun yanındaydım. Bir diğer şey de, çok ama çok zor zamanlarda bile o, her zaman yanımda oldu. Her zaman birlikte olduk.
O bunu çok iyi biliyor. Ve bugün konuşan herkes de bunu biliyor. Kendilerine sözcü, arabulucu ya da bilmem hangi yapmacık faktörlerin rolünü atfetmelerini kabul etmeyeceğim.
Entrikaları, telkinleri, farklı aksettirmeleri ve manipülasyonları izlediğimiz ve dinlediğimiz şu günlerde, tüm saygımla Sayın Doğan'a seslenerek tek bir şey söyleyeceğim: "Ben her zaman senin yanınızda oldum, bana her zaman güvenebildin ve bu değişmedi".
Çünkü Doğan, Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin kurucusu ve onursal başkanıdır ve buna parti içinde hiç kimse bir an bile itiraz etmemiştir ve ben de kimsenin itiraz etmesine izin vermem.
HÖH’ün üç harfinin anlamı budur - insanlarımızı korumak, hayatlarını değiştirmek ve şimdiki görevimiz ise yıllar boyunca yaptığımız hataları telafi etmektir.
Uzun süren çıkmazın ardından bir yıldan bu yana HÖH ve halkımız için yaptıklarımı kimse inkar edemez.
İnkar eden varsa gelsin bunu tartışalım.
HÖH’ü izolasyondan çıkarıp halkımıza umut vermem benim hatamsa, bu hatanın sorumluluğunu üstlenmeye hazırım.
Doğan ve Peevski birlikte olmazsa HÖH daha mı güçlü olacak? Allah'a şükür bu soru hiç gündemde değil.
Ancak insanlara karşı dürüst olmak ve itiraf etmek zorundayız – bir konu var ve bir anlaşmazlık da var.
Ve bu konu Peevski-derebeyler konusu.
Doğan'ın sırtından zengin olan derebeyler. Halkı "bu yukarıya, bu benim için, beni gönderdi" vb. sözlerle taciz eden derebeyler. Halkımız da ve derebeyler de neden bahsettiğimi çok iyi biliyor!
Şimdi insanların gönülleriyler oynayan derebeyler. Peki neden? Korkudan mı? Meraktan mi? Açgözlülükten mi?
HÖH ve HÖH’ün insanlarına karşı yaptığım birşey için argümanları yok.
Ancak onlarla olan sorunu halletmek ve halkımızı taciz etmekten vazgeçmeleri için her şeyi yapıyorum ve yapacağım.
Ve şunu size hatırlatırım ki, halkımızın talep ettikleri dışında teşkilatlardan dışlanan tek bir kişi bile yoktur.
Her zaman, ne olursa olsun, partinin başkanı olma sorumluluğunu üstlendiğim insanların yanında olacağım.
Diğer tüm konularda, gerektiği zaman herkesle konuştum. Hiç kimse meslektaşlarımla benden daha fazla konuşmamıştır.
Toplantılarla ve her iki genel başkan için de sorun inisiyatif eksikliğidir, ancak bu partinin bütünlüğünü tehdit eden bir sorun olamaz.
Ancak asıl mesele Yeni Başlangıç'tır.
Bu derebeyleri korkuttu.
Şu anda yaptıkları şey, baskıyla, insanların ezilmesiyle gerçekleşiyor ve buna daha fazla izin verilmeyecektir.
Yeni Başlangıç'ın ilkelerinden vazgeçmeyeceğim!
Gençlere ve yenilenmeye bir şans vereceğim çünkü biz güçlü olabileceğimizi kanıtladık.
Gençlerin HÖH’ü desteklemenin mantıklı olduğunu görmelerini istiyorum.
Çünkü insanlar neler yapabileceğimizi gördü ve buna inandı.
HÖH 47 milletvekiliyle, aktif belediye başkanlarıyla ve güçlü yerel yönetimiyle ikinci bir siyasi güç haline geldi ve bu yolda hiçbir şeyin bizi durdurmasına izin vermemeliyiz!
Birlik olmalıyız, beraber olmalıyız!
